Izmit korfezinin goge yukselen bacalarindan dumanlar gri goge karisiyor. Hava isli, yagmurlu, yapis yapis. Korfezin yamacinda eski metaller, tenekeler, pasli yas demirler oguten onlarca fabrikadan birinde calisiyor Sadik. 45 yasinda, kemikli ve sakalli yuzu, zayifca bedeniyle surdugu koca buldozer, fabrikanin bahcesindeki pasli metal daglarindan metalleri iceriye, metallerin egilip bukuldugu, ogutuldugu, atese dondugu firinlara tasiyor. Sadik icin hayatta iki sey var: oglu Yusuf ve banka kredisiyle aldigi mavi, ikinci el arabasi.
Yusuf 18 yasinda, beyaz tenli, saydam neredeyse, incecik, cam gibi. Liseyi henuz bitirdi Yusuf, universite sinavina girdi. Baba Sadik, universite sinavinin sonucunu heyecanla bekliyor. Oglu sinavi kesin kazanacak, korfezin isinden ve pisliginden kurtulacak, tirnak aralari kir dolmayacak. Universiteyi bitirecek Yusuf, iyi bir is bulacak, evlenecek, evi, bankada parasi, esi, cocuklari, kendisinin yapamadigini yapacak. Yusuf ise sessiz ve umutsuz, sinavi kazanamayacagini biliyor. Babasinin ona bictigi hayati gerceklestirmeye gucunun yetmeyecegini, babasininki gibi bir hayatin onu bekledigini biliyor. Izmit'in isli bacalari arasinda dolanip yeni yeni sigaraya alisirken vardiya tutan iscilere, dumana, pasa, Korfez'de onu bekleyen isli hayata bakiyor. Yusuf`un parmaklarinda ve bacakaralarinda mantar hastaligi onu rahat birakmiyor, sikildikca kasiniyor, kasindikca sikiliyor, bilmeden yirtiyor kendini. Yusuf ve Sadik’in yasadigi gecekondular tepsinde, baba ve ogulun evine bakan karsi evde Zeliha yasiyor. 35 yasinda, basma etegi, gri yelegi ve iki kucuk cocuguyla gemilerde calisan kocasinin yoklugunda kendi basina evinin diregi. Durmadan oksuruyor Zeliha. Sobayi yakan, faturalari yatiran, hastalaninca cocuklarini doktora tasiyan, hep o. Zeliha oturma odasinin penceresinden Yusuf ve Sadik`in evine bakiyor, onlari izliyor, Sadik`in eve gelmesini bekliyor. Sonra uyuyan cocuklarini sessizce evde birakiyor, Sadik`in kapisini caliyor. Yusuf, babasiyla Zeliha`nin bazi geceleri beraber gecirdigini Zeliha`nin tutamadigi oksurugunden anliyor, gece boyu kasiniyor, uyuyamiyor. Ogul Yusuf`un en yakin arkadasi Musa. Yusuf`a nazaran heybetli bir cocuk, kocaman elleriyle Nuh Cimento Fabrikasinin gorkemli koridorlarinda gece vardiyasi tutuyor. Korfezin ustune kaziklarla oturtulmus kacak barakalardan birinde yasiyor Musa, eger bir gun belediye devirmezse, ruzgar devirecek bu barakalari. Musa belediyeden korkuyor. Yusuf, Musa fabrikadan donup uykusunu aldiktan sonra, aksamustleri Musa`nin barakasinda bitiveriyor. Bazi aksamlar babasinin arabasiyla Musa`yi dolastiriyor. Arabada oturup muzik dinliyorlar, buyuk alisveris merkezlerine gidiyorlar, kizlara bakiyorlar, cok konusmuyorlar. Yaz ortasi Yusuf`un sinavinin sonucu ulasiyor. Baba Sadik, ilk kirilmasini yasiyor, telasa vermemeye calisiyor. “Arabanin taksitleri bitiyor Yusuf, dersaneye gonderecegim seni”. Yusuf kendinden umutsuz, babasina bosuna para harcamamasini, is arayip bulacagini soyluyor. “Okuyacaksin Yusuf”. Sadik, fabrikadaki tanidiklara soruyor, sehirdeki en ucuz dersaneleri sorusturuyor. Babasi dersaneleri sorustururken, Yusuf da ona soylemeden is bakiyor. Fabrikalara girip cikiyor, Musa`ya soruyor. Musa, Yusuf`a beklemesini, kendi calistigi fabrikada is cikinca ona haber edecegini soyluyor.
Yusuf hem Musa’dan, hem de sorusturdugu diger islerden haber bekliyor, sehirde dolaniyor. Berberde yan koltugunda oturan Zeliha`nin kucuk oglunun ellerine bakiyor. Makas sesleri… Zeliha berberin kapisinin disinda, esen ruzgarda bekliyor, sigara iciyor. Yusuf ile Zeliha aynada gozgoze geliyorlar, Zeliha gozlerini kaciriyor. Musa calistigi cimento fabrikasinin yemakhanesinde, diger iscilerden belediyenin karsi tepelerde yikima basladigini ogreniyor. Yiyemiyor, kalkip yemegini dokuyor, metal bardagi, catali, bicagi cope gidiyor, fark etmiyor bile Musa. Baba Sadik, dersanelerden biriyle pazarlik ediyor. Arabasinin taksidinin bitmek uzere oldugunu, odemeleri geciktirmeyecagini soyluyor. Evin bahcesinde arabasini yikiyor, ince ince torpidoyu parlatiyor.
Cok gecmeden, Musa Yusuf’a kendi calistigi fabrikada gunduz vardiyasina adam aradiklarini soyluyor. Yusuf gidip gorusuyor. Musa`nin da yardimiyla ise aliniyor. Yusuf babasinin calistigini ogreneceginden tedirgin.
Zeliha`nin kocasi seferden geliyor, Sadik Zeliha'yi goremeyecek bir sure, Sadik huzursuz Zeliha`nin evinin yanan lambalarina bakiyor. Zeliha perdeleri cekiyor, ona bakan Sadik'i goruyor, Sadik geri cekiliyor.
Yusuf, sabahlari babasinin ise gitmesini kolluyor. O gider gitmez, yola dusuyor. Gece vardiyasini bitiren Musa ile fabrikada gorusuyorlar, Musa uykuya giderken, Yusuf ise koyuluyor. Is cikisi Musa`nin barakasina gidiyor. Musa'yi uyandiriyor, Musa daha cok uyumak istiyor, Yusuf da Musa`nin yanina kivriliyor. Uyuyamiyor, nefes alip veren Musa'ya bakiyor.
Baba Sadik birkac gune kalmadan Yusuf`un karalanan tirnaklarinin farkina variyor. Sadik saskin, Yusuf`a soruyor, Yusuf yalan soyluyor. Sabahleyin pesisira ardindan cikan Yusuf`u takip ediyor Sadik. Yusuf`un cimento fabrikasina girdigini goruyor. Fabrikaya giriyor, Yusuf`u kolundan cekip cikariyor. Yusuf ayak diretiyor, Sadik tokati basiyor, Yusuf kalakaliyor. Sessizlik. Ikinci kez kiriliyor Sadik. Musa bir koseden olanlari izliyor.
Hem baba Sadik, hem de ogul Yusuf o gece uyuyamiyorlar.Yusuf kasindikca kasiniyor yatakta. Sadik sigaralaniyor, Zeliha`nin kocasini yol ettigini goruyor. Az sonra Zeliha kapiyi tiklatiyor. Kocasinin calistigi gemilerin artik Izmit`ten degil, Izmir limanindan kalkacagini, cok gecmeden tasinacaklarini soyluyor. Sadik bir sey diyemiyor. Zeliha uzgun.
Yusuf saglik ocaginin koridorlarinda bekleyen kadinlara, kucuk cocuklara bakiyor. Bebeklerden biriyle gozgoze geliyor, kasgoz oynatiyor, bebek guluyor. Yusuf iceri girip doktora parmaklarini ve bacakarasini gosteriyor. Doktor Yusuf`a krem yaziyor. Baba Sadik gun boyu fabrikada, dalgin. Yusuf sehirde dolaniyor, krem aliyor. Musa uyuyor, uyaniyor, Yusuf`u goremiyor. Zeliha diskapinin esiginde cocuklariyla oynuyor. Fabrikalarin bacalarindan dumanlar yukseliyor, korfezin suyu keskin mavi. Makinalar gumbur gumbur calisiyor, metalleri ezilyor.
Gumbur gumbur dozerler, belediye barakalari yikiyor. Musa ve barakalarda yasayan insanlar etrafta kosturuyorlar. Musa deliye donmus, bir dozerlerin yanina kosuyor, bir onlardan uzaga kosuyor, titriyor Musa. Yusuf Musa`nin yanina variyor, ellerinden kollarindan zor tutuyor, tutamiyor. Sessizlik. Baraka yikintilari, korfez kenarinda denize bakan iki genc cocuk, Yusuf ile Musa. Musa agliyor.
Yusuf eve geliyor, babasinin basucundaki komidinden arabanin taksit parasini aliyor. Yatakodasini dagitiyor, kapiyi oyuyor. Karsi evde Zeliha. Yusuf elinde bir zarfla bir hisimla evden cikip kosup gidiyor. Zeliha biliyor. Yusuf parayi Musa`ya veriyor.
Sadik eve geldiginde saskin, ev darma duman. Hirsiza lanet ediyor Sadik, Yusuf bir sey demiyor. Erkenden yatiyor. Sadik uyuyamiyor. Gece Zeliha geliyor, tutuk, konusamiyor, Sadik`a bakiyor, anlatiyor: "Yusuf elinde bir zarf kostu gitti". Sadik, bir hisimla uyuyan Yusuf`un ustune yuruyor. Darbelerle uyaniyor Yusuf. Zeliha, Sadik`in bedenine yapismis onu zapt etmeye calisiyor. Yusuf tepkisiz, elleriyle yuzunu kapiyor. Bagiramiyor. Sadik darmadagin.
Ertesi sabah Yusuf babasinin ikinci el mavi arabasini aliyor, cekip gidiyor.
Izmit korfezinin goge yukselen bacalarindan dumanlar gri goge karisiyor. Hava isli, yagmurlu, yapis yapis. Iscilerden biri kosa kosa Sadik`in yanina geliyor, avazi ciktigi kadar bagiriyor:“Sadik, Sadik, oglun kaza gecirmis, paramparca araba!”
Bundan sonra, komadaki oglu Yusuf'un mantarlarina ilac surecek olan da, kendi arabasinin parcalarini fabrikada ogutecek olan da, tasinip giden Zeliha`nin bos evinin yanmayan lambasina bakacak olan da Sadik.
Thursday, February 21, 2008
Subscribe to:
Post Comments (Atom)
No comments:
Post a Comment